Haftalık Sahra Altı Afrika Güvenlik Durumu ve Önemli Gelişmeler (27 Haziran - 4 Temmuz)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti
Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda Dışişleri Bakanları, Nisan ayında ABD arabuluculuğunda imzalanan ilkeler bildirgesinin ardından uzun süredir üzerinde çalışılan barış anlaşmasını, Washington’daki ABD Dışişleri Bakanlığı’nda imzaladı. ABD Başkanı Donald Trump, Oval Ofis’te yaptığı açıklamada anlaşmayı “muazzam bir atılım”, “şanlı bir zafer” ve “Bugün şiddet ve yıkım sona eriyor; tüm bölge umut ve fırsatlarla dolu yeni bir döneme başlıyor” sözleriyle, Ruanda Dışişleri Bakanı Olivier Nduhungirehe ise anlaşmayı bir dönüm noktası olarak nitelendirdi. Kongo Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner ise daha temkinli bir şekilde, anlaşmanın uygulanmasının dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Ekonomik açıdan anlaşma, bölgesel bir ekonomik çerçeve oluşturarak ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Ruanda’da ABD ve bölgesel yatırımları kolaylaştırmayı amaçlıyor. Ayrıca, turizm ve hidroelektrik enerji gibi sektörlerde üç ülke arasında ABD yatırımlarını ve işbirliğini de kapsıyor.
Güvenlik alanında ise, FDLR’nin (1994’te Ruanda’daki soykırımla bağlantılı, Kongo’daki Tutsilere tehdit oluşturan Hutu silahlı grup) etkisiz hale getirilmesi şartıyla Ruanda’nın birliklerini Kongo’dan çekmesi ve FDLR üyelerinin Ruanda’ya iade edilmesi gibi önceki anlaşmalarda da yer alan maddeler bulunuyor. Ancak anlaşmanın güvenlik maddeleri ciddi riskler içeriyor; çünkü tarihsel olarak gerek Kongo ordusunun gerekse 2024’te Ruanda ve MONUSCO’nun desteklediği operasyonlar, FDLR’yi etkisiz hale getirmekte başarısız oldu. Geçmiş örnekler göz önüne alındığında, düzenlenecek yeni operasyonların da FDLR’yi etkisiz hale getirme olasılığı düşük görünüyor. Bu durum, Ruanda birliklerinin kısa sürede Kongo’dan çekilmeyeceğini gösteriyor. Ruanda Dışişleri Bakanı Oval Ofis’te yaptığı konuşmada da “FDLR etkisiz hale getirilirse savunma önlemleri kalkar” ifadesini yinelemesi, birliklerin Kongo’da kalmaya devam edeceğini gösterirken, bu durum barış anlaşmasının geleceği açısından risk teşkil ediyor.
Barış anlaşmasının en büyük sorunlarından biri ise anlaşmada yer almayan, Kuzey ve Güney Kivu’nun başkentlerini kontrol eden M23. Her ne kadar anlaşmada, Katar arabuluculuğunda Kongo Hükümeti ve M23 arasında ABD’deki anlaşmayla koordineli müzakereler yürütüldüğüne atıf yapılsa da, Doha’daki görüşmeler uzun süredir çıkmaza girmiş durumda. Kongo hükümeti M23’ün işgal ettiği bölgelerden koşulsuz çekilmesini, M23 ise ortak yönetim gibi taleplerini dayatıyor; ancak her iki taraf da bu talepleri şu an için kabul edebilecek durumda değil. Öte yandan, ABD’deki barış anlaşmasının ardından Katar’ın Temmuz ayı ortasına kadar taslak bir anlaşma hazırlayacağı belirtiliyor.
Anlaşma, geçmişteki başarısız girişimlerden pek farklı unsurlar içermese de, ABD’nin arabulucu olması ve taraflar üzerinde etkili olabilme gücü bazı çevrelerde umut yaratmış görünüyor. Ancak sahadaki duruma bakıldığında, kısa sürede kalıcı barışın sağlanmasını beklemek iyimser bir yaklaşım olur.
Ruanda’nın asker çekme taahhütlerinin verildiği Washington’daki görüşmeler, M23’ün kontrol ettiği bölgelerde de kendi güvenliğini sağlamak için adımlar atmasını sağlıyor. Kuzey Kivu’da önemli şahısları ve kritik noktaları korumak amacıyla özel bir güvenlik şirketine bağlı 400 personelin göreve başlayacağı duyuruldu. Ayrıca Goma ve Bukavu’daki çatışmalar sırasında ele geçirilen eski Kongo askerlerinin, eğitim sonrası M23’e entegre edilerek sahada görevlendirildiği açıklandı.
Çatışmalar ise nispeten azalmış olmakla birlikte hâlâ sürüyor. M23, Masisi’deki mevzilerini güçlendirmeye devam ederken, Rutshuru ve Güney Kivu’da Wazalendo güçleriyle çatışmalarını sürdürüyor.
Somali
Afrika Birliği’ne bağlı AUSOM güçlerine ait bir Uganda helikopteri Mogadişu Uluslararası Havalimanı’nda düştü. Afrika Birliği, kazada helikopterde bulunan 3 yolcunun kurtarıldığını, 5’inin ise hayatını kaybettiğini açıkladı.
Somali İstihbaratı, uluslararası ortaklarının desteğiyle Adan Yabaal’da teröristlerin el yapımı patlayıcı hazırladığı bir evi ve içindeki teröristleri hedef alan operasyonlar düzenledi.
Yerel kaynaklar, Somali Ordu güçlerinin Aşağı Şabel’de gerçekleştirdiği bir operasyonda bir Eş-Şebab liderinin yakalandığını, ayrıca operasyon sırasında motosiklet ve tüfek ele geçirildiğini bildirdi.
Son haftalarda süren çatışmaların ardından Eş-Şebab, Ceel Qooxle’yi ele geçirdi. Örgüt, Ordu ve İstihbarat’ın karşı saldırılar düzenlediği Ceel Qooxle’den çok sayıda fotoğraf paylaşarak kontrolü ele aldığını duyurdu.
Ceel Qooxle’nin ardından yaklaşık 12 kilometre mesafedeki Xagarre ve 9 kilometre mesafedeki Gumarre yerleşimleri de çatışmasız şekilde örgütün eline geçti. Şebab, yayınladığı açıklamada her iki yerleşimi de çatışmadan aldığını iddia etti.
Militanların asıl hedeflerinden olan Moqokori’ye yaklaşırken çatışmasız ilerlemesi, Moqokori’nin Macawisley milisleri ve Somali güvenlik güçleri tarafından nasıl savunulacağına dair ciddi soru işaretleri oluşturuyor.
Şebab’ın ilerleyişi karşısında Somali Hükümeti’nin, Uganda ile ikili bir anlaşma kapsamında (Uganda ilk kez bir ülkeye ikili anlaşma kapsamında asker yollayacak) ikili bir anlaşma kapsamında iki bin Uganda askerinin Mogadişu ve Aşağı Şabel'de konuşlandırılacağı iddia edildi.
Puntland Güçleri, DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlarda son günlerde herhangi bir ilerleme kaydedildiğine dair bilgi paylaşmadı. Öte yandan DAEŞ, 20 Nisan’da yayınladığı açıklamada 10 askerin öldüğünü ve birçok askerin yaralandığını iddia etti; ayrıca el yapımı patlayıcı (EYP) saldırıları ve pusularını sürdürdüğünü duyurdu. 29 Haziran’da ise yeni bir EYP saldırısına ait video yayımlayan DAEŞ, Puntland güçlerinin ciddi kayıplar verdiğini öne sürdü. Puntland yönetiminin bu iddialara ilişkin şu ana dek herhangi bir açıklama yapmaması, başarılı olduğu açıklanan operasyonlar konusunda kuşkular yaratıyor.
MOZAMBİK
DAEŞ’in Mozambik kolu, örgütün “Kampların Holokostu” adı verilen kampanyası çerçevesinde ülkedeki askeri kampları hedef almaya devam ediyor.
14 Haziran’da Katupa üssüne saldırı düzenlediğini duyuran teröristler, saldırıda 1 askerin öldüğünü iddia etti. Üç gün sonra ise aynı kamp 4 havan atışıyla hedef alındı; saldırı sonrası askerlerin kamptan çekildiği aktarıldı. Bölgedeki yetkililer, 27 Haziran’da kampın yeniden ele geçirildiğini açıkladı; ancak teröristlerin kampa gerçekten girip girmediği şu an için bilinmiyor. DAEŞ’in havan saldırısından sonra yaptığı “kamptaki hasarın boyutunu bilmiyoruz” açıklaması ise kampın ele geçirildiği yönündeki iddiayı desteklemiyor.
27 Haziran’da Macomia bölgesindeki Quiterajo’ya düzenlenen saldırı ise DAEŞ’in bugüne kadar Mozambik’te en fazla kayıp verdiğini iddia ettiği saldırı oldu. Teröristler saldırıyı yayınladıkları haftalık dergi Al Naba'nın ön sayfasında yer verirken 30 askerin öldüğünü, çok sayıda silahın ele geçirildiğini ve kampın yakıldığını öne sürdü.
Yayınlanan fotoğraflarda ise çok sayıda askerin öldüğü görülüyor.
MALİ
Mali Ordusu, Ménaka’nın kuzeyindeki Chamane’de, vaaz vermeye hazırlanan bir DAEŞ liderinin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. African Corps'un (Rus Afrika Kolordusu) katıldığı ve yayınladıkları videoda Faslı Abu Dahdah ve 6 teröristin etkisiz hale getirildiği, Abu Dahdah'ın Abu Algabass'ın yardımcısı olduğu ve sıradaki hedefin Algabass olduğu belirtildi.
Ordu, Ansango ve Gao’da faaliyet gösteren DAEŞ lideri Abrahim Boubacar’ın, “Oubel olarak biliniyor” , 10 adamıyla birlikte teslim olduğunu duyurdu. Teslimiyetin ardından Oubel, ulusal televizyona verdiği demeçte “Hakikat yolu olduğunu düşünerek katıldım ama her şeyin yanlış olduğunu fark ettim” dese de, teslim olma nedeninin örgüt içi anlaşmazlıklar olduğu birçok kaynak tarafından belirtiliyor.
JNIM, Kayes’te 5 (Diboli, Gogui, Kayes, Nioro, Sandare) ve Segou’da 2 (Molodo, Niono) olmak üzere toplam 7 eş zamanlı saldırı düzenledi. Militanlar, ülkenin en batısındaki Kayes bölgesinde yaklaşık 450 kilometrelik bir alanda askeri üs ve karakolları hedef aldı.
Kayes ve Nioro gibi büyük şehirlerde ordu saldırıları büyük ölçüde püskürtmeyi başardı; ancak Gogui, Sandare, Niono ve Diboli’de militanların nispeten daha fazla hasar verdiği görüldü. Ordu, yaptığı açıklamada saldırıları doğrulayarak 80 militanın etkisiz hale getirildiğini, çok sayıda mühimmat, motosiklet ve aracın ele geçirildiğini bildirdi. Kayes ve Nioro’daki görüntüler, ordunun açıklamalarını kısmen doğrular nitelikte; yerel halk ve askerler, püskürtülen saldırılar sonrası etkisiz hale getirilen ve yakalanan birçok militanın fotoğraf ve videolarını paylaştı.
JNIM ise, Niono’da 10 askerin öldürüldüğünü, askeri araç ve mühimmatların ele geçirildiğini; Nioro, Kayes, Gogui ve Diboli’deki saldırılarda onlarca askerin öldürüldüğünü, 100’den fazla motosiklet ve aracın imha edildiğini, ayrıca 13 araç, 11 motosiklet ve çok sayıda mühimmatın ele geçirildiğini iddia etti. Yayınlanan görüntülerdeki araç ve mühimmatların çoğunluğunu Gogui, Nioro ve Sandare’de ele geçirilenler oluşturuyor.
Koordineli saldırıların, JNIM’in bugüne kadar nispeten sınırlı varlık gösterdiği ülkenin batısında gerçekleşmesi, militanların operasyonel kapasitelerinin arttığını gösterirken; son saldırılar önemli merkezleri ele geçirme yeteneklerinin hâlâ kısıtlı olduğunu da ortaya koyuyor. Kayes ve Nioro’daki başarısızlıktan sonra JNIM’in liderlerinden Mahmoud Barry, halkın üç kez uyarılmasına rağmen ordunun yanında yer alıp işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Nioro ve Kayes’e abluka uygulanacağını duyurdu.
Senegal sınırına yalnızca 2 km mesafedeki Diboli’de gerçekleşen saldırı ve JNIM’in Senegal, Mali ve Moritanya üçgenine yeni bir lider ataması, militanların Senegal’i hedef alma ihtimalini güçlendiriyor. Yeni liderin, daha önce AQIM’de (İslami Mağrip El Kaidesi) komutanlık yapan ve MINUSMA’ya karşı savaşan, Talha Al-Libi olarak da bilinen Abdurrahman al-Mauritani olduğu bildirildi.
JNIM, Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi aktif olduğu ülkelerin komşularını da onlarla askeri ortaklık yapmamaları konusunda uyarıyor. Senegal’in Mali ile yürüttüğü ortak devriyelerin, JNIM tarafından hedef alınma riski oldukça yüksek görünüyor.
Ayrıca JNIM bu hafta:
Anefis’te düzenlediği havan saldırısında 1 askerin öldüğünü,
Ber’de African Corps’a pusu kurulduğunu,
Konna ve Sevaré’de African Corps’a ait motosikletlerin,
Bla, Yangasso, Sikasso ve Segou’da ise orduya ait araçların patlayıcılarla hedef alındığını iddia etti.
Burkina Faso
JNIM bu hafta:
Diabo'da 40 askerin,
Koulpelogo’da 4 VDP'nin,
Dedougo'da 10 askerin,
FadaNgourma'da 6 askerin,
Ouahigouya'da 1 askerin,
Namentenga'da 1 askerin,
Seguenega'da 1 askerin öldüğünü,
Djibo'da askeri devriyenin patlayıcı ile hedef alındığını ve Tagou'da bir askeri noktanın kontrolünü ele geçirdiğini iddia etti.
Nijer
JNIM Samira’da bir askeri nokta kontrol ettiğini iddia etti.
Benin
Benin haber kaynaklarına göre, ordunun 28 Haziran'da Point Triple'da gerçekleştirdiği operasyonda çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi ve mühimmat ele geçirildi.
Ayrıca etkisiz hale getirilen 2 teröristin fotoğrafları paylaşıldı.
JNIM Zilhicce (Mayıs-Haziran) saldırı iddiaları
: